3 Mart 2011 Perşembe

Daha ne bekliyorsunuz?


Halkın gezip görmesi, tanıması için uygun biçimde yerleştirilmiş ürünlerin, sanat eserlerinin tümü olarak tanımlanır, sergi. Farklı bir şehre gidiyorsanız elinize aldığınız kültür sanat rehberinde sizlere sunulmuş değerlerden en geniş kapsamlısı da sergilere ev sahipliği yapan müzelerdir. Sergilerin bana göre en güzel yanı gezici olabilmeleridir, bu özellik sanatçıların onları destekleyen takipçileri için fırsattır. Herkesin ilgi alanına uygun bir hali vardır elbet, her ne kadar biz genel olarak resim sergilerine aşina olsak da.


Halkımızın kültür sanata olan ilgisi ya da ilgisizliğiyle birlikte bizim de ev sahipliği yaptığımız dünyaca ünlü sergiler oluyor. Özellikle İstanbul’da yaşamamız bu tür sanatsal aktivitelere katılmak açısından bizim için büyük fırsat diye düşünüyorum. Ben bu hafta sizlere 20 Mart 2011 tarihine kadar Pera müzesinde ziyaret edebileceğiniz Frida Kahlo ve Diego Rivera’nın Jacques ve Natasha Gelman koleksiyonunda yer alan sergisinden bahsedeceğim.


Eserlerinin yanında yaşadıkları fırtınalı ilişkileri, entrikalarla dolu yaşamlarıyla da ilgimizi çekmeyi başarmış bir çift Frida ve Diego. Kendilerinden biraz bahsetmek gerekirse:


Frida Kahlo’nun babası alman annesi Meksikalıdır, çocukluğunda öteki olduğunu anladığı zamandan beri asiliğini sürdürmektedir. Bu onun eserlerinde görülebilecek özelliklerden yalnızca bir tanesidir.


Hayatının dönüm noktalarından bir tanesi gençliğinde geçirdiği trafik kazasıdır. Hayatta kalmasının mucize olduğunun söylendiği kaza sonucunda Frida okulunu bırakmakta kalmış, günlerini yatakta geçirirken resim yapmaya karar vermiştir. Frida` nın babası ressam ve fotoğraf sanatçısıdır. Frida da babasının yanında portre ve natürmort çalışmalarına başlar sonrasında. Bunun etkilerini bir çok otoportre çalışmasında görebilirsiniz. Kendisi bu konuyla ilgili “Sizden uzakta olduğum günlerde ve gecelerde varlığımı unutmayın diye sizlere portrelerimi bırakıyorum...” demiştir.


Diego’yla ise resimlerini göstermek üzere tanışırlar, sonrasında evlenirler. Diego özellikle duvar esimleri konusunda ünlüdür, Frida’yı sanatı konusunda daima destekleyen bir eş olacaktır her ne kadar aşklarına sadakati olmasa da…




Pera Müzesi’nde aynı zamanda koleksiyon sergilerinden de Oryantalist Resim, Anadolu Ağırlık ve Ölçüleri , Kütahya Çini ve Seramikleri’ni ziyaret edebilirsiniz. Özellikle oryantalist resim sergisinde 17.yüzyıldan 20. Yüzyıla kadar Osmanlı Devletinde gündelik yaşam ve doyamayacağınız İstanbul manzaralarını Türk ve Avrupalı ressamların gözünden görün bir de.

Ayrıca Osman Hamdi Bey'in çok ünlü eseri olan “kaplumbağa terbiyecisi” ni de bu sergide görmek mümkün.


Ya da Rusya’ya gitmeden Rus devlet müzesi koleksiyonundan 19.Yüzyıla ait klasikler görmek istiyorum diyorsanız, yine 20 Mart’a kadar sizleri bekliyor.
Öğrenciyiz müzelere ayıracak bütçemiz yok diyorsanız, hiç üzülmeyin Çarşamba günleri biz öğrenciler için girişler ücretsiz.


Bir resme bakmak onu anlamak değilse sizin için, doyamayacağınız güzellikleri bir de başkalarının gözünden de görmek istiyorsanız hiç vakit kaybetmeyin. Onlar sizin için geldi, daha ne bekliyorsunuz?

1 yorum:

  1. Başarılı bir yazı.. İnsanımızın resim sanatına ilgisi keşke sizin kadar olsa..

    YanıtlaSil